11 Mayıs 2011 Çarşamba

SEÇİM YASASI

Seçim Yasası
Özgür iradenin sonuçları hem yapıcı hem de yıkıcı olabilir. Bu nedenle geleceğimizi büyük oranda şekillendiren şimdi yaptığımız seçimlerdir. Hayatımızda sürekli seçimlerimizle yol alırız. Ancak her seçim yani her yol sonuçta aynı yere çıkar. Bu yollardan biri yemyeşil ormanlar ve güzelliklerle dolu iken diğeri kayalıklarla kaplı bir diğeri de karanlık sularla çevrili olabilir. Hangi yolun hangi ortamla bağdaştığını kimi zaman baştan kestirmek çok zor olabilir. Ancak ne olursa olsun bir seçim yapmak zorundayızdır. Bir karınca ya da yırtıcı bir akbaba; hayatta her yaratılan kendi içgüdüleri ve doğaları doğrultusunda yaşar. Bizler de bu yaratılan canlı çerçevede kendi özgür irademizle yaşarız. Yani seçimlerimizle. Bu nedenle ya en ince ve bir o kadar da derinliği olan sezgilerinle hayatına devam edersin ya da korkularının, alışkanlıklarının ve arzularının esiri olarak bu tiyatro sahnesini yönlendirirsin. Anında doyumu, içindeki bilge sese rağmen seçebilirsin. Ancak seçimlerinin sonucu seni eninde sonunda Ruhun Yasalarıyla uyumlu bir yolda buluşturacaktır. Hangi yolu seçersen seç sonuçta bu yol ya rengarenk ışıklarla kaplı ya da engellerle çevrili olacaktır. Ama hepsi kendi bilgeliğiyle sana hizmet edecektir. Burada şu da bir gerçektir ki; kendi arzularını, çocuklar, sevdiklerin ya da birileri adına bir yana koyarsan bu ruhsal  olarak kendini feda etmen demektir ve bu konumda hissettiğin an şunu da bilmelisin ki başkalarının sorumluluklarını üstlenmek , onları yaptıkları seçimlerin derslerinden mahrum bırakmaktır. Açıkçası acı çeken insanlara anlayış ve destek vermek bir noktadan sonra onların sorumluluklarını almaya dönüşüyorsa o sevdiklerinizin bu sınavlarında elde etmek zorunda oldukları dersleri, özsaygıyı ve gücü onlardan alarak aslında onlara kötülük hatta saygısızlık yaptığınızı hiç düşündünüz mü?? Seçim gücünü kullanmayı unutmuş olan birçok insan kendini korkularının, koşulların ya da diğer insanların elinde tuzağa düşmüş hissetmekte ve bu insanlar yeni seçimler yapmak için gereken cesaret ve saygı için çok acı çekme gereğini yaşıyorlar. Bir seçim olan “Hayır” deme gücüne erişemeyen bir insan, ne ilişkilerinde ve işinde ne de hayatındaki herhangi bir başka eylemde “evet” deme seçimini kullanamıyor. Daha da önemlisi dışsal koşullar ne olursa olsun herhangi bir anda seçme gücünü kullanabilmek derin sulardan nefes alabilmek için su yüzüne çıkmak demektir. Seçim Yasası ile hayatınız için daha net kararlar alırsınız, çünkü her seçimin sorumluluğunu da bilir ve bu yönde ilerlersiniz. Bob Proctor’un şu sözü beni çok etkilemiştir. “insanların %99’u dış dünyanın iç dünyalarını kontrol etmesi üzerine programlanmıştır. Eğer istediğiniz şeyi elde etmek istiyorsanız, iç dünyanızın dış dünyayı kontrol etmesine izin vermeniz gerek”. Seçim yasası hakkında söylenebilecek en anlamlı cümle değil mi?  

  

7 Mayıs 2011 Cumartesi

RUHUN YASALARI (Denge Yasası)

RUHUN YASALARI…
-Denge Yasası
2008 yılının eylül ayında babamı aniden kaybettim; bu kayıp içimde bazı soruları uyandırdı, hayat ve dünyada var olma sebebimi bulmak istiyor ve “ben kimim” diyerek kendimi sorguluyordum. Çünkü her ne olursak olalım, dünyaya gelişimizin mutlaka bir sebebi ve insanlık adına bir amacı olması gerektiğine inanıyordum.  Ama bir türlü aşamadığım engellerle çevrili bir labirentte sürekli dolaşıp aynı yerde olduğumu hissediyordum ve bu hislerimle kendimi bulmaya çalışmalarım sırasında “The Secret” kitabı kendiliğinden bana geldi, evet kendiliğinden geldi, bu kitabın ne anlama geldiğini, neden yazıldığını ya da dünyada büyük yankı uyandırdığını bilmiyordum sadece bir arkadaşımın elindeydi ve kapağına takılan gözlerimi fark edince onu bana verdi, o günden bu yana çekim yasası başta olmak üzere birçok konuda kitaplar okudum ve aslında evreni keşfedebilmek için önce kendi ruhumu ve kendimi tanımam gerektiğini anladım…
Benim için, Ruhun yasaları minimalize edilmiş evrensel yasalardır.
                Denge Yasası “Nasıl Yerçekimi evreni bir arada tutan bir yapıştırıcı ise, denge de evrenin sırlarının kapısını açan anahtardır.” (Ruhun Yasaları-Dan Millman)
                Denge, sadece bedenimiz için ya da sadece ruhumuz için düşünülmemelidir. Denge ruhumuz ve bedenimizin mükemmel oryantasyonu olarak düşünülmelidir. Nasıl ki ruhumuzu sürekli düşünür ve sürekli ona yoğunlaşırsak, bedenimizden fazla uzaklaşacağımızı biliyorsak sürekli bedenimizle bütünlük içinde yaşama arzusu da ruhumuza açılan anahtarların yerini unutmaya benzer.
Yaptığımız her şeyde, bu dengeyi yakalamaya çalışmak çok önemlidir. Bunun için ben her gün 10-15 dakikamı meditasyon yapmaya ayırırım ve meditasyonlarımda sürekli zihnimi sakinleştirmeye odaklanırım en önemlisi derin huzur duygusunu hissetmeye çalışırım. İlk başladığımda sürekli masmavi bir gökyüzü ve sessizlik; insanı sağır olduğunu düşünüdürecek derecede derin bir sessizlik hissetmeye odaklanmıştım ve hala daha aynı derin huzuru hissetmek için meditasyon yapmaktayım. Ancak; ne olursa olsun zihin susmayacaktır, sürekli konuşmaya devam edecektir ve bu sessizliği yakalamak adına zihniniz her sizinle konuşmaya başladığında onu ilk önce dinleyin ve sonra sizi bu konuda uyarmaya çalıştığı için ona teşekkür edin ve daha sonra da şöyle bir olumlama yapabilirsiniz; “BENİ UYARMAYA ÇALIŞTIĞIN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM AMA BEN DERİN DİNGİNLİKTE OLMAK İSTİYORUM LÜTFEN SEN DE BANA YARDIMCI OL.” Bu afirmasyonu ve bunun gibi kendinizi sakinleştirebilecek afirmasyonları tekrar edebilirsiniz, böylece bu stres bolluğu içinde sürekli gergin olan ve sürekli tetikte olan ruhumuza ve bedenimize gevşemeyi öğretmeye başlayacaksınız. Tam olarak gevşeme duygusunu hissedemeyen bir beden ve o duyguya sahip olamayan bir ruh “gevşe” dendiğinde bu kelimenin anlamını tam olarak kavrayamaz. Ama ilk önce bu hissi yaşayabilirseniz bundan sonra her gerginlikte ve streste içinizden gelen ses sizi gevşeme noktanıza taşımaya çalışacaktır. Yani denge yasası dengesizliklerin farkına vardığımızda işlemek için ilk adımı attığımız andır. Bu da dengeyi bulabilmek için özellikle bildiğiniz ve alışık olduğunuz tutum ya da yolun tam tersini yapmak anlamındadır.
Dinlenme, eğlence, beslenme gibi olguların çok ya da az olması bedenimizde dalgalar yaratacaktır. Bu dalgalara dikkat ederek kendi dengenizi bulduğunuzda iç huzurunuzu ve gerçek gücünüzü de keşfedeceksiniz. Arzularımız bizleri ileri çekerken, korku ve kaçış bizleri geri çeker. Her türlü uç noktalara ve bir duruma karşı sergilenen katı tutumumuz da dengemizi bozar ve ortada olan olayın değişik bakış açılarını görmememizi engeller. Daha da önemlisi alışkanlıkların uç noktaları stres yarattığı için sizi dengeden uzaklaştırabilir. Davranış ve sözleriniz tıpkı mevsimlerin birbirini izlemesi gibi bir ahenk ve uyum içine geçişler yapmalıdır. Alışık olduğumuz ve her zaman yaptığımız bir davranışı değiştirmek zor gelebilir. Bu nedenle yavaş hatta çok yavaş da olsa cesur adımlarla yolunuzda devam etmelisiniz.
 En temel alışkanlığımız; nefes alıp vermek değil mi? Denge nefesle başlamaktadır. Nefes alarak ilham ve enerji ile bedenini doldurup, nefes vererek de rahatlarız. Bu her seferinde bir doğum ve bir ölüm gibidir. Nefesinize dikkat ederek nasıl ve ne zaman, nerede dengesiz olduğunuzu hissedebilirsiz. Yani duygularınız yine kılavuzunuz olacaktır. Kızgınlık hissettiğinizde bu duyguyu olduğu gibi kabul edip ve nefesinizi dengeleyin, neşe hissettiğinizde neşenizi kucaklayın ve nefesinizi dengeleyin. Korku hissettiğinizde korkunuza saygı duyun ve yine nefesinizi dengeleyin. Çünkü eğer verdiğinizden daha çok nefes alırsanız karşılık verme ihtiyacının dengesizliğini yaşayarak tecrübe edersiniz, eğer verdiğiniz aldığından daha fazla ise kendinizi tükenmiş hissedersiniz ve bir süre sonra gerçekten de verecek bir şeyinizin kalmadığını hissedersiniz. Denge yasası ile  inanın bana sevgi ve hani gönlünden koparcasına, özgürce veren insanların bolluk bilinciyle yaşadıklarını da gözlemleyeceksiniz. Ve son olarak da ancak içsel dengeyi yakalayabildiğinizde mutluluğun ve huzurun da anahtarlarını bulabilirsiniz.    

Ebruli

Merhabalar...

Uzun zamandır uzak kaldığım bir dünyaya yeni bir pencereden merhaba...
Bu blogu kurma amacım; evrendeki yasaları, ruhumuzdaki yasaları sizlerle paylaşmak.
Sevgiyle kalın...
Ebruli